25 Şubat 2016 Perşembe

BATINİLİK

“BATINİLİK” ÜZERİNE BİR BİBLİYOGRAFYA DENEMESİ

[1]Emine YALPI

Özet (Abstract)
Bâtıniler Büyük Selçuklu topraklarında 1257-1290 yılları arasında varlıklarını koruyan devleti derinden etkileyen mevcut düzeni sarsan ve adeta devlet içinde küçük bir devlet kuran batınilerin devamı olan Hasan Sabbah’ın topraklarında çok fazla yıkıcı faaliyetlerde bulunup adeta devlet içinde devlet kurma çabası içine girmişlerdir. Bu da devlet içinde yöneticiler tarafından fark edilmiş ve Bâtıniler ile mücadeleye girişilmiştir. Gösterilen çabalara rağmen yeterli başarı kazanılmamış ve başarısız olunmuştur. Şu ana kadar bu önemli faaliyetle ilgili az sayıda makale, ansiklopedi maddesi, tezler, kitaplar kaleme alınmıştır. Ancak bu konu ile ilgili çalışmaları bir bibliyografya içerisine toplayan her hangi bir yayın bulunmamaktadır. Yapacağımız bu çalışmanın amacı bu konudaki eksikliği giderip araştırmacılara kolaylık sağmaktır.

Anahtar Kelimeler (Key Words) : Bâtınilik, Hasan Sabbah, Alamut kalesi, Selçuklu.

I.Giriş:
İslam dünyasında, Kuran-ı Kerim ayetlerinin görünen manalarının yanı sıra gizli anlamlarının da olduğunu ileri sürerek, ayetleri kendilerine göre yorumlayan akımına Bâtınilik denir. Bu akım kuruluşundan ilk bir buçuk asır içerisinde kendisini gizli tutmuş ve dai denen propagandacılar tarafından idare edilmiştir. Pek çok bölgede faaliyet halinde olan bu akım zamanla ilk ismaili merkezlerine kurmuştur en çok muvaffak olduğu yerler Şiiliğin taraftar bulduğu Güney Irak Basra Körfezi ve İran Coğrafyası olmuştur. İsmaililerin Selçuklular zamanında ki açık faaliyetleri Hasan Sabbah ile başlamıştır. Hasan Sabbah rey de gördüğü eğitimin ardından gençliğin de İsmailiye girmiştir. Mısır Fatımi devletine yaptığı seyahatin ardından ihtilalci fikirlerine İran Coğrafyasında yaymaya başladı özellikle İsfahan ve Rey şehirlerinde ki tebliğ faaliyetleri neticesinde pek çok kimseyi etrafında topladı yeterince güç kazandıktan sonra 480 (1087) yılında Elburz dağları üzerinde son derece müstahkem bir mevkide yer alan Alamut kalesini ele geçirmeyi başardı. Bu tarihten sonra Alamut u kendisine 

[1]Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Lisans Öğrencisi. e-posta: emine.yalpi@gop.edu.tr.

merkez edinerek kısa sürede taraftarlarının sayısını arttırdı. Bu esnada Selçuklu coğrafyasının sosyal ve ekonomik durumu İsmaililerin geniş halk kitleleri üzerinde yapacağı tebligat için son derece elverişli bir vaziyet arz etmektedir. Özellikle Selçukluların yerleşik halk üzerinde yarattığı sosyal ve siyasi dalgalanmalar ihtilalci bir karakter arz eden İsmaili propagandaları için uygun bir atmosfer oluşturmuştu. Selçuklular gibi yarı göçebe bir bozkır halkının İran Coğrafyasına gelişi toplumun farklı tabakalarında sosyal ekonomik ve dini açıdan gayrimemnun bir kitlenin ortaya çıkmasına yol açmıştır. İsmaili propagandacılarının yoğun faaliyetleri bu gayrimemnun kitleyi kendi yanlarına çekmeyi başarmıştır. Zulüm ve istibdat ile dolu olan yeryüzünde adalet ve hakaniyeti tesis edeceğini söyleyen akımın daha çok şehirlerdeki işsiz güçsüz halkı mevcut siyasi sosyal ve dini sisteme karşı ayaklandırmaya çalıştığı görülmektedir. Selçuklular akımın güç kazanmasının devlet içinde ne kadar büyük bir tehlike yaratabileceğini kavranmakta geçilmediler sultan Melikşah son yıllarında bilhassa büyük şehirlerde gittikçe faaliyetlerini arttıran İsmailliler ile uzun bir mücadeleye girildiği görülmektedir. Vezir Nizamülmülk Hasan Sabbah’ın Alamut’u ele geçirdiğini öğrenince derhal bu kaleyi kuşatmaya kalkıştığı kaydedilmektedir. Müelliflere göre son derece güç durumda kalan Hasan Sabbah, fedaileri vasıtasıyla Nizamülmülkü öldürterek kuşatmanın kalkmasını sağlamıştır. Melikşahın kısa süre sonra ani olan vefatı ismaililer ile yürütülen mücadeleye sekteye uğramıştır. Mahmut ve Berkyaruk zamanlarında gerek saltanat mücadeleleri gerekse iç isyanlar sebebiyle İsmaililer’in üzerine etkili bir şekilde gidilememiştir. Bu durum danistafade eden İsmaililer XI yüzyılın sonlarına doğru güçlerini iyice arttırdılar. Daha sonra 1256 da Moğol hükümdarı Hülagü Han tarafından Alamut Kalesinin yıkılması ile ortadan kaldırılmıştır.

II.Bibliyografya:

II. a.Kitaplar:

Ali Sevim,Selçuklu Devletleri Tarihi,Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1995.

Cami’ü’t-TevarihSelçuklu Devleti, çev. Erkan Göksu veH.Hüseyin Güneş, 2. Baskı,Selenge Yayınları, İstanbul 2011.

Osman Gazi Özgüdenli,Selçuklular (Büyük Selçuklu Tarihi 1040-1157 ), 1. Cilt, İSAM Yayınları, İstanbul 2013

II.b.Makaleler:

Abdülcelil Şelebi, Çev. Gıyaseddin Arslan, “Batini Tasfirinin Doğuşunun Nedenleri”, Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, Elazığ 2004, s.99-108.

Ahmet Ateş, “Tarihsel Süreçte ismaililik ve Yaşadığı Farklılaşma”, Fırat Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: XVII, sayı:2, Elazığ 2012, s.111-145.

Ali Avcu, “Erken Dönemde İsmaillîliğinde Şeriatın Neshi Sorunu Üzerine”, Cumhuriyet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, cilt:13, sayı: 2, Sivas 2009, s.267-287.

Bekir Topaloğlu, “Erken Dönemde İsmaililik ve Temel Görüşler”, Ekev Akademi Dergisi, Sosyal Bilimler, 2009, cilt: XIII, sayı:39, s.73-86.

Kemal Üçüncü, “Gazali ve Bâtınilik”, Diyanet ve İlim Dergisi, 1964, cilt: III, sayı:6-7, s.180-181.

Mehmet Ali Büyükkara, “İsmailli Dai ve Fatımi Da’vet”,İlam Araştırma Dergisi, 1998, Cilt:3, Sayı:1, s.9-36.

Mehmet Dalkılıç,Sembolik Anlatımın Siyasal Bir Araç Olarak İşlevselleşmesi ve Batini Mezheplerde Gizli Dil”, Din Bilimleri Araştırması Dergisi, İstanbul 2005, s.127.

Mustafa Ekinci, “İsmailli Dai ve Fatımi Devleti”, İlam Araştırma Dergisi, İstanbul 1998, cilt III, sayı:1, s.9-36.

Mustafa Öz, “İsmaililik; Eski ve Yeni Davet”, çev. Muzaffer Tan, Dini Araştırmalar, İstanbul 2006, cilt: IX, sayı:25, s.281-284.

II.c.Tezler

Ayşe Atıcı, Büyük Selçuklu İmparatorluğun da Bâtıni Hareketi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2005.

Bağdagül Aksoy Bakır, 1923-1946 Dönemlerinde Türkiye de Sosyal Gelişmeler ve Bâtıni Etkisi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisan Tezi, Ankara 2002.

Hanifi Şahin, Bâtınilik Alevi İlişkisi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Erzurum 2002.

Mustafa Öztürk, Tesfir de Bâtınilik ve Batıni Te’vil Geleneği, On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Samsun 2002.

Muzaffer Tan, Bâtınilik Kavramı ve Bâtıni Fırkalarının Tasnifi Meseleleri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2000.

II. d. Ansiklopedik Maddeler

Yusuf Karaca, “Bâtınilik”, Berikan Tarih Ansiklopedisi, Cilt:2, Berikan Yayınları, Ankara 2002, s.200.

“Bâtınilik”, İslam Ansiklopedisi, cilt: 1, Şamil Yayınevi, İstanbul 1990, s. 210.

“Bâtınilik”, Büyük Larousse Sözlük Ansiklopedisi, cilt:3, Milliyet Gazetecilik, İstanbul 1986, s.1396

“Bâtınilik”, Anabritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, cilt:3, Ana Yayıncılık, İstanbul 2000, s.510

“Bâtınilik”, Dictionnaıre Larousse Sözlük Ansiklopedisi, cilt:1, Milliyet Gazetecilik, İstanbul 1993, s.313

“Bâtınilik”, Cumhuriyet Ansiklopedisi, cilt:2, Akın Kitapevi, İstanbul 1969, s.639

“Bâtınilik”, İslam Ansiklopedisi, cilt:5, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 1992, s.189

III. Sonuç:

Bâtınilik Büyük Selçuklu topraklarında varlıklarını sürdürmüş devlet içinde devlet kurma cabalarına girişen ve devlet içinde yıkıcı faaliyette bulunan bir akımdır. Yaptığım bu çalışmada dokuz makale, dört tez, üç kitap ve sekiz ansiklopedi maddesi bulunmuştur. Bu çalışmanın bilim dünyasına ışık tutacağına ümit ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder