“BATINİLİK” ÜZERİNE BİR BİBLİYOGRAFYA DENEMESİ
[1]Emine
YALPI
Özet
(Abstract)
Bâtıniler Büyük Selçuklu topraklarında 1257-1290
yılları arasında varlıklarını koruyan devleti derinden etkileyen mevcut düzeni
sarsan ve adeta devlet içinde küçük bir devlet kuran batınilerin devamı olan
Hasan Sabbah’ın topraklarında çok fazla yıkıcı faaliyetlerde bulunup adeta
devlet içinde devlet kurma çabası içine girmişlerdir. Bu da devlet içinde
yöneticiler tarafından fark edilmiş ve Bâtıniler ile mücadeleye girişilmiştir.
Gösterilen çabalara rağmen yeterli başarı kazanılmamış ve başarısız olunmuştur.
Şu ana kadar bu önemli faaliyetle ilgili az sayıda makale, ansiklopedi maddesi,
tezler, kitaplar kaleme alınmıştır. Ancak bu konu ile ilgili çalışmaları bir
bibliyografya içerisine toplayan her hangi bir yayın bulunmamaktadır.
Yapacağımız bu çalışmanın amacı bu konudaki eksikliği giderip araştırmacılara
kolaylık sağmaktır.
Anahtar Kelimeler (Key Words)
: Bâtınilik, Hasan Sabbah, Alamut kalesi, Selçuklu.
I.Giriş:
İslam dünyasında,
Kuran-ı Kerim ayetlerinin görünen manalarının yanı sıra gizli anlamlarının da
olduğunu ileri sürerek, ayetleri kendilerine göre yorumlayan akımına Bâtınilik
denir. Bu akım kuruluşundan ilk bir buçuk asır içerisinde kendisini gizli
tutmuş ve dai denen propagandacılar tarafından idare edilmiştir. Pek çok
bölgede faaliyet halinde olan bu akım zamanla ilk ismaili merkezlerine
kurmuştur en çok muvaffak olduğu yerler Şiiliğin taraftar bulduğu Güney Irak
Basra Körfezi ve İran Coğrafyası olmuştur. İsmaililerin Selçuklular zamanında
ki açık faaliyetleri Hasan Sabbah ile başlamıştır. Hasan Sabbah rey de gördüğü eğitimin
ardından gençliğin de İsmailiye girmiştir. Mısır Fatımi devletine yaptığı seyahatin
ardından ihtilalci fikirlerine İran Coğrafyasında yaymaya başladı özellikle
İsfahan ve Rey şehirlerinde ki tebliğ faaliyetleri neticesinde pek çok kimseyi
etrafında topladı yeterince güç kazandıktan sonra 480 (1087) yılında Elburz
dağları üzerinde son derece müstahkem bir mevkide yer alan Alamut kalesini ele
geçirmeyi başardı. Bu tarihten sonra Alamut u kendisine
[1]Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Lisans Öğrencisi. e-posta:
emine.yalpi@gop.edu.tr.
merkez
edinerek kısa sürede taraftarlarının sayısını arttırdı. Bu esnada Selçuklu
coğrafyasının sosyal ve ekonomik durumu İsmaililerin geniş halk kitleleri
üzerinde yapacağı tebligat için son derece elverişli bir vaziyet arz
etmektedir. Özellikle Selçukluların yerleşik halk üzerinde yarattığı sosyal ve
siyasi dalgalanmalar ihtilalci bir karakter arz eden İsmaili propagandaları
için uygun bir atmosfer oluşturmuştu. Selçuklular gibi yarı göçebe bir bozkır
halkının İran Coğrafyasına gelişi toplumun farklı tabakalarında sosyal ekonomik
ve dini açıdan gayrimemnun bir kitlenin ortaya çıkmasına yol açmıştır. İsmaili
propagandacılarının yoğun faaliyetleri bu gayrimemnun kitleyi kendi yanlarına
çekmeyi başarmıştır. Zulüm ve istibdat ile dolu olan yeryüzünde adalet ve
hakaniyeti tesis edeceğini söyleyen akımın daha çok şehirlerdeki işsiz güçsüz
halkı mevcut siyasi sosyal ve dini sisteme karşı ayaklandırmaya çalıştığı
görülmektedir. Selçuklular akımın güç kazanmasının devlet içinde ne kadar büyük
bir tehlike yaratabileceğini kavranmakta geçilmediler sultan Melikşah son
yıllarında bilhassa büyük şehirlerde gittikçe faaliyetlerini arttıran
İsmailliler ile uzun bir mücadeleye girildiği görülmektedir. Vezir Nizamülmülk
Hasan Sabbah’ın Alamut’u ele geçirdiğini öğrenince derhal bu kaleyi kuşatmaya
kalkıştığı kaydedilmektedir. Müelliflere göre son derece güç durumda kalan
Hasan Sabbah, fedaileri vasıtasıyla Nizamülmülkü öldürterek kuşatmanın
kalkmasını sağlamıştır. Melikşahın kısa süre sonra ani olan vefatı ismaililer
ile yürütülen mücadeleye sekteye uğramıştır. Mahmut ve Berkyaruk zamanlarında
gerek saltanat mücadeleleri gerekse iç isyanlar sebebiyle İsmaililer’in üzerine
etkili bir şekilde gidilememiştir. Bu durum danistafade eden İsmaililer XI
yüzyılın sonlarına doğru güçlerini iyice arttırdılar. Daha sonra 1256 da Moğol
hükümdarı Hülagü Han tarafından Alamut Kalesinin yıkılması ile ortadan
kaldırılmıştır.
II.Bibliyografya:
II. a.Kitaplar:
Ali
Sevim,Selçuklu Devletleri Tarihi,Türk
Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1995.
Cami’ü’t-TevarihSelçuklu
Devleti, çev. Erkan Göksu veH.Hüseyin Güneş, 2. Baskı,Selenge
Yayınları, İstanbul 2011.
Osman
Gazi Özgüdenli,Selçuklular (Büyük
Selçuklu Tarihi 1040-1157 ), 1. Cilt, İSAM Yayınları, İstanbul 2013
II.b.Makaleler:
Abdülcelil Şelebi, Çev. Gıyaseddin
Arslan, “Batini Tasfirinin Doğuşunun Nedenleri”, Fırat Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Dergisi, Elazığ 2004, s.99-108.
Ahmet
Ateş, “Tarihsel Süreçte ismaililik ve Yaşadığı Farklılaşma”, Fırat Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi, cilt: XVII, sayı:2, Elazığ 2012, s.111-145.
Ali Avcu, “Erken Dönemde İsmaillîliğinde Şeriatın
Neshi Sorunu Üzerine”, Cumhuriyet Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi,
cilt:13, sayı: 2, Sivas 2009, s.267-287.
Bekir
Topaloğlu, “Erken Dönemde İsmaililik ve Temel Görüşler”, Ekev Akademi Dergisi, Sosyal Bilimler, 2009, cilt: XIII, sayı:39,
s.73-86.
Kemal
Üçüncü, “Gazali ve Bâtınilik”, Diyanet ve
İlim Dergisi, 1964, cilt: III, sayı:6-7, s.180-181.
Mehmet Ali Büyükkara, “İsmailli Dai ve Fatımi Da’vet”,İlam
Araştırma Dergisi, 1998, Cilt:3, Sayı:1, s.9-36.
Mehmet Dalkılıç,“Sembolik
Anlatımın Siyasal Bir Araç Olarak İşlevselleşmesi ve Batini Mezheplerde Gizli
Dil”, Din Bilimleri Araştırması Dergisi, İstanbul 2005, s.127.
Mustafa
Ekinci, “İsmailli Dai ve Fatımi Devleti”, İlam
Araştırma Dergisi, İstanbul 1998, cilt III, sayı:1, s.9-36.
Mustafa
Öz, “İsmaililik; Eski ve Yeni Davet”, çev. Muzaffer Tan, Dini Araştırmalar, İstanbul 2006, cilt: IX, sayı:25, s.281-284.
II.c.Tezler
Ayşe
Atıcı, Büyük Selçuklu İmparatorluğun da Bâtıni
Hareketi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2005.
Bağdagül Aksoy Bakır, 1923-1946 Dönemlerinde Türkiye de Sosyal Gelişmeler
ve Bâtıni Etkisi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek
Lisan Tezi, Ankara 2002.
Hanifi Şahin, Bâtınilik Alevi İlişkisi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Erzurum 2002.
Mustafa Öztürk, Tesfir de Bâtınilik ve Batıni Te’vil Geleneği, On Dokuz Mayıs
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Samsun 2002.
Muzaffer Tan, Bâtınilik Kavramı ve Bâtıni Fırkalarının Tasnifi Meseleleri, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2000.
II. d. Ansiklopedik
Maddeler
Yusuf Karaca, “Bâtınilik”, Berikan Tarih Ansiklopedisi, Cilt:2, Berikan
Yayınları, Ankara 2002, s.200.
“Bâtınilik”, İslam Ansiklopedisi, cilt: 1, Şamil Yayınevi, İstanbul 1990, s.
210.
“Bâtınilik”, Büyük Larousse Sözlük Ansiklopedisi, cilt:3, Milliyet Gazetecilik,
İstanbul 1986, s.1396
“Bâtınilik”, Anabritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, cilt:3, Ana Yayıncılık,
İstanbul 2000, s.510
“Bâtınilik”, Dictionnaıre Larousse Sözlük Ansiklopedisi, cilt:1, Milliyet
Gazetecilik, İstanbul 1993, s.313
“Bâtınilik”, Cumhuriyet Ansiklopedisi, cilt:2, Akın Kitapevi, İstanbul 1969,
s.639
“Bâtınilik”, İslam Ansiklopedisi,
cilt:5, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 1992, s.189
III. Sonuç:
Bâtınilik Büyük Selçuklu topraklarında
varlıklarını sürdürmüş devlet içinde devlet kurma cabalarına girişen ve devlet
içinde yıkıcı faaliyette bulunan bir akımdır. Yaptığım bu çalışmada dokuz
makale, dört tez, üç kitap ve sekiz ansiklopedi maddesi bulunmuştur. Bu çalışmanın
bilim dünyasına ışık tutacağına ümit ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder